5 Mayıs 2016 Perşembe

Okulöncesi Eğitim Programının Genel Çerçevesi, İçeriği ve Motor Gelişim Alanı

En son haliyle Temel Eğitim Müdürlüğünün 25.07.2013 tarih ve 66621367/746/1886861 sayılı yazısının ilgili bakanlığa önerilen,  MEB, Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığının 132 sayı, 09.09.2013 tarih ve “okulöncesi eğitim programı” konulu kararı ile yürürlüğe giren okulöncesi eğitim programı, 2013-2014 eğitim yılından itibaren uygulanmaya koyulmuş, 2006 yılında güncellenerek yürürlüğe koyulmuş bir önceki “36-72 Aylık Çocuklar İçin Okulöncesi Eğitim Programı” ise uygulamadan kaldırılmıştır.


                Dikkat edileceği üzere yeni eğitim programının adı, öncellerinde olduğu gibi “36-72 aylık çocuklar” ifadesinden arındırılarak yürürlüğe sokulmuştur. Programın içeriği 36-72 aylık çocukları kapsıyor olsa da, program tanımı niteliği taşıyan isimlendirmede yaş grupları ifade edilmemiştir.

Bunun başlıca nedeni 2012-2013 eğitim dönemi itibari ile uygulamaya koyulan 4+4+4 kademeli eğitim sistemi uyarınca çocukların ilkokula başlama yaşının 60 aya çekilmesi ile ilgilidir.

Devam eden süreçte, söz konusu eğitim döneminin hemen sonunda 60 aylık çocukların ilkokula başlatılmasının doğurduğu pedagojik ve diğer sorunlar nedeniyle ilgili bakanlık yeni bir uygulamaya geçerek, 60-65 aylık çocukların ilkokula başlatılıp, başlatılmamasını ebeveyn tercihine bırakmıştır. 66-67-68 aylık çocukların ilkokula başlatılmamasına ilişkin olarak ise, ilgili okula bir dilekçe ile başvuruda bulunulması koşulu getirilmiştir. 69-71 aylık çocukların ise ilkokul birinci sınıfına başlatılmaması isteğinin ise “ilkokula başlatılması uygun değildir” içeriğinde bir sağlık raporunu alınması koşuluna bağlamıştır.

Bu süreçte okulöncesi eğitiminde ciddi sorunlar yaşanmış, bazı okulöncesi öğretmenleri ilkokula geçiş yapmak zorunda bırakılmış, okulöncesi eğitiminde yaş grupları azalmış buna karşın ilkokul birinci sınıflarında olağanüstü yığılmalar ve başta pedagojik temelli olmak üzere büyük ölçüde sorunlar yaşanmıştır. Bu sorunlar 60-72 ay çocuklarının doğal gelişim özelliklerine uygun olmayan okul, bina ve sınıf yapıları, ders süreleri, ders içerikleri, alan eğitimi almamış öğretmen yaklaşımları gibi nedenlere bağlı olarak bir ortaya çıkmıştır.  Çözüm olarak ilkokula başlama yaşı bazı koşullara bağlanarak ucu açık şekilde yeniden eski haline getirilerek düzenlenmek zorunda kalınmıştır.

Buradan hareketle okulöncesi eğitim programı içeriği 36-72 ay çocuklarını içerecek şekilde düzenlenmiş olup, pratik anlamda 3 yaşı doldurmuş (36 48 ay), 4 yaşı doldurmuş (48-60 ay) ve 5 yaşı doldurmuş (60-72 ay) çocukların eğitimine yönelik olarak hazırlanmıştır.       
  2013-2014 yılında tekrar ele alınarak yeni baştan şekillendirilen ve daha farklı bir yaklaşım ve içerik ile hazırlanan “okulöncesi eğitim programı” kendini ifade ederken eğitim programın temel özelliklerini aşağıdaki şekilde sıralamıştır MEB 2103: 15-17).
v  Çocuk merkezlidir,
v  Esnektir,
v  Sarmaldır,
v  Eklektiktir,
v  Dengelidir,
v  Oyun temellidir,
v  Keşfederek öğrenme önceliklidir,
v  Yaratıcılığın geliştirilmesi ön plandadır,
v  Günlük yaşam ve deneyimlerini ve yakın çevre olanaklarını eğitim amaçlı kullanılmasını teşvik eder,
v  Temalar/Konular amaç değil araçtır,
v  Öğrenme merkezleri önemlidir,
v  Kültürel ve evrensel değerleri dikkate alır,
v  Aile eğitimi ve katılımı önemlidir,
v  Değerlendirme süreci çok yönlüdür,
v  Özel gereksinimli çocuklar için uyarlamalara yer vermektedir,
v  Rehberlik hizmetlerine yer vermektedir.

Programın eğitim açısından temelini gelişim özellikleri, kazanımlar ve göstergeleri oluşturmaktadır.
2013-14 yılından itibaren yürürlüğe giren okulöncesi eğitim programının gelişimsel bir program olduğu ifade edilirken, “bütüncül bir yaklaşımla çocuğun sosyal ve duygusal, motor, bilişsel, dil gelişim alanları ile özbakım becerilerini birlikte ele alır” denmektedir.
Söz konusu eğitim programında, programı geliştirenlere göre; programın temelini çocukların gelişimsel özellikleri oluşturmaktadır. Öğrenme süreçlerinin planlanmasında yani yıllık aylık ve günlük eğitim etkinliklerinin planlanmasında çocukların gelişim düzeyleri, ilgi ve gereksinimleri ve çevresel koşulların dikkate alınmalıdır. Bunun için en iyi çözümün okulöncesi eğitim gruplarının oluşturulmasında en azından üç ayrı yaş grubuna göre bir düzenleme yapılması gereğinin yerine getirilmesidir.
Programın hedefi olarak, gelişim alanlarına yönelik olarak hazırlanan kazanım ve göstergeler ile farklı eğitim süreçlerin oluşturarak çocukları desteklemek ve onları bulundukları gelişim düzeyinden ulaşabilecekleri en üst aşamaya taşımak olarak belirtilmiştir.  
Bir önceki programda yer alan gelişim alanları ile ilgili eğitim içeriğini oluşturan bölümlerde yer alan “amaç ve kazanım” ifadelerinin söz konusu programda “kazanım ve göstergeler” şeklinde yer almaktadır. Bunun sadece bir kavram farklılığından öte bir anlam taşıdığını belirten program, amaç kavramının bir sonuç oysa kazanım kavramının ise öğrenci ile ilgili bir süreç olduğunu, söylemektedir. Göstergelerin ise bu süreci yani kazanımların ne ölçüde gerçekleşip gerçekleşmediğini gözlemleyebilmek için somut veriler olduğunu, dolayısıyla bu kavramların özellikle kullanımının programın öğrenci merkezli bir anlayışı benimsemesinden kaynaklandığını belirtmektedirler.
Okulöncesi Eğitim Programında yer alan çocuklara yönelik gelişim alanları;
¨    Bilişsel Gelişim
¨    Dil Gelişimi
¨    Sosyal ve Duygusal Gelişim
¨    Motor Gelişim
¨    Özbakım Becerileri Gelişimi
şeklinde sınıflandırılmış ve söz konusu bu alanlara ilişkin gelişim özellikleri de yaş gruplarına göre ifade edilmiştir.

          Okulöncesi eğitim programının temel yapısını gelişim alanlarına yönelik kazanımlar ve bu kazanımlara ilişkin göstergeler oluşturmaktadır.

          Çocukların gelişim alanlarıyla ilgili olarak her gün gerçekleştirilecek olan birçok eğitim etkinliğinde günlük etkinlik planlarında söz konusu bu kazanım ve göstergelere yer verilmesi gerekmektedir. Planlamalar doğrultusunda çocuklar tarafından gerçekleştirilmesi sağlanacak olan etkinlikler sürecinde çocukların belirtilen kazanımlara ulaşmaları ya da bu kazanımlarda belirtilen düzeylere ulaşmaları düşünülmektedir. Gelişim alanlarıyla ilgili onlarca gösterge ise eğitim çıktıları olarak ipucu niteliği taşımaktadır.
          
         
                      


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.