23 Eylül 2014 Salı

Olgunlaşma ve Hareket Eğitimi

Bireyin, vücudun veya vücudun bir bölümünün ya da bir organın bir görevi yapabilecek düzeye ulaşması olarak tanımlanan olgunlaşma (Dönmezer, 1997: 17), bünyenin daha yüksek işlevlerini yerine getirebilmesi için gerekli yapısal değişiklikleri göstermesidir (Breckembridge, akt. Dönmezer, 1997: 19).
Bu bağlamda olgunlaşmayı; bir topu iki elle tutabilme, taşıyabilme, ve atabilme büyüklüğüne ulaşmış bir çocuğun söz konusu topu belirli düzeyde olmak koşulu ile amaca uygun kullanabilme (lobutları devirme gibi) yeterliliği sergileyebilmesi olarak değerlendirmek gerekir.
Örneğin, topun belli bir beceri düzeyinde tutulamıyor oluşu, ya da tutulan topun istenilen şekilde kullanılamıyor oluşu, söz konusu davranışları yerine getirecek olgunlaşmaya ulaşılamamış olmayla açıklanabilir.
Olgunlaşma doğal bir biçimde kendiliğinden meydana gelen değişikliklerdir. Bu değişikliklerin neler olacağı genlerde programlanmıştır. Zaman içinde bu program çerçevesinde ortaya çıkan değişiklikler ciddi beslenme bozuklukları ve hastalıklar dışında çevreden fazlaca etkilenmez (Eripek, 1998: 95).
Bir çocuğun herhangi bir motor davranışı istenilen düzeyde yapamıyor ya da yaşının gerektirdiği beceri ölçüsünde yerine getiremiyor oluşu normal karşılanmalıdır. Bu durum büyük bir olasılıkla, çocuğun büyümesinin yeterli düzeyde olmaması veya bedensel işlevselliğe ulaşmamış yani olgunlaşmamış olmasıyla ilgilidir.
Organizma fizyolojik olarak bir davranışı yapabilecek hale geldiğinde olgunlaşma gerçekleşmiştir. Bir çocuk konuşma olgunluğuna ulaşmadan ne kadar alıştırma yaptırılırsa yaptırılsın istenilen ölçüde konuşamaz (Selçuk, 1997: 15). Bu bağlamda bazı çocukların bazı hareketleri “beceri” ölçüsünde davranışa dönüştürememelerini anlayışla ve bu bilinç ile karşılamak gerekir. Böylesi bir durumda hareket eğitimi etkinliklerinin,
 Ya motor davranışın beceri eşiği aşağı çekilmeli,
Ya çocuğun gerçekleştirilebileceği başka bir motor davranış istenmeli,
Ya da söz konusu etkinlik bir oyun ise, oyunun anlaşılabilirliği yani kuralları gözden geçirilmelidir (Topkaya 2011).
Olgunlaşma ile ilgili diğer bir konu da, bazı çocukların yaş seviyelerinin üzerinde motor davranışlar sergileyebilme yeterliğine sahip olmalarının mümkün olduğunun bilinmesi gerektiğidir. Bu durumdaki çocukları sıkmamak ve yetilerini engellememek için, onlardan istenilen davranışlar çeşitlendirilmeli ve nitelikleri yükseltilmelidir.
Yerine getirilemeyen davranışlar öğrenilemez. Dolayısıyla hareket eğitimi etkinliklerini düzenleyen okulöncesi öğretmenlerinin çocuklardan beklentisi onların olgunlaşma seviyelerinin üzerinde olmamalıdır. Bu nedenle kazanım oluşturmayan etkinliklerden kaçınılmalı, etkinliği oluşturan motor ve bilişsel davranışların çocukların bedensel ve zihinsel olgunlaşmalarına uygun olmasına özen gösterilmelidir. Özellikle oyun etkinlikleri konusunda olgunlaşmaya uymayan ve en sık yapılan hatalardan birisi okulöncesi dönemde kurallı oyunların oynatılmaya çalışılmasıdır. Bilindiği gibi bilişsel açıdan “işlem öncesi” dönemde bulunan okulöncesi 36-72 ay çocukları için kurallı oyunlar değil, işbirliğine dayalı taklit oyunları kullanılmalıdır.
Herhangi bir davranışı yapamıyor veya düşünemiyor olma olgunlaşma ile ilgili gelişim seviyesinden kaynaklanan bir durumdur. Bu nedenle öğretmenler tüm çocuklardan aynı düzeyde davranışlar beklememelidir. Farklı düzeylerde davranışlar sergileyen çocuklara karşı anlayışlı bir tutum sergilenmeli, davranış beklentileri çocuğun olgunlaşma düzeyine göre tutulmalıdır.
Herhangi bir topu kaldırabilecek ve onu uzağa atabilecek kuvveti olmayan bir çocuktan topu uzağa atabilme davranışı beklenmemesi gerektiği büyüme ile ilgilidir. Söz konusu topu amaçlı olarak uzağa atabilme becerisi ise olgunlaşma ile ilgilidir. Bu bağlamda büyüme, olgunlaşma düzeyinin bir ön koşuludur.
Bunun yanı sıra topu tutup uzağa atabilecek kuvvet söz konusu olsa bile, topu istenilen motor beceri düzeyinde atabilecek davranış yine de gerçekleşmiyor olabilir. Bu vücudun, özellikle de topu atmak için kullanılan organların henüz işlevsel olmamasıyla yani olgunlaşmamış olması ile ilgilidir. Çünkü olgunlaşma sadece kassal büyümenin bir sonucu değildir.
Bunlara ilaveten bir davranışın gerçekleştirilmesinde ne yapacağını, nasıl yapacağını ve ne zaman yapacağını bilme ise bilişsel olgunlaşma ile ilgilidir.
Sonuç olarak olgunlaşma, hareket eğitimine ilişkin öğrenmelerde bir ödevi yerine getirebilecek zihinsel, bedensel, sosyal ve duygusal işlevsellik yeterliliği olarak ortaya çıkmaktadır.

    Bu işlevsel yeterlilik, yani olgunlaşma (Topkaya 2011);
Zorlamayla geliştirilemez, öne alınamaz;
     Çocuk herhangi bir topu beceri düzeyinde tutma ve atma olgunluğuna ulaşmadan, top tutma ve atma etkinlikleri söz konusu davranışları beceri düzeyinde yapmayı sağlamaz.

    Zamana ve sürece bağlıdır;
     Top atma ve tutmanın beceri düzeyinde gerçekleştirilebileceği bir süreç ve an vardır. Bu süreç ve an hedeflenen beceriye ilişkin daha basit motor davranışların gerçekleştirilebilmesi sonucu ortaya çıkar.

    Katkı sağlanılabilecek bir düzeydir;
     Top atma ve tutma becerisinin gerçekleştirilebilmesine yönelik olarak çocuğun o anki bedensel yetilerine uygun düzeyde motor davranışlar mutlaka vardır.

  Zamanından önce kazandırılmaya çalışılmamalıdır;
Örneğin top atma ve tutma ile ilgili motor davranışın gerçekleştirilebilmesi, motor öğrenmede kritik dönem ile ilgilidir. Top atma, tutma davranışını öğrenilebilme ve beceri düzeyinde gerçekleştirebilme ile ilgili kritik dönem söz konusu davranışların gerçekleştirildiği süreç ve andır. Bu kritik dönemler zorlama ile öne çekilebilir ancak bu tür öğretim yaklaşımları doğru ve sağlıklı bir yaklaşım değildir. Her çocuğun motor bir davranışı gerçekleştirebilecek eşik düzeyi vardır. Bunu öne almaya çalışmak yerine çocuğun gelişiminin elverdiği motor davranışlarla olgunlaşmaya katkıda bulunmak daha doğru bir öğretim yaklaşımıdır. 

   Zamanından sonra da gelişime katkı sağlamaz;
Belli bir hareketi gerçekleştirme yanında o hareketi beceri düzeyinde gerçekleştirme olgunluğunu geçirmiş çocukların söz konusu hareketi daha sonra öğrenmiş olmaları onların motor beceri kalite eşiğini yükseltmez. motor davranışların belli bir yaştan sonra daha zor öğrenilme nedeni, o iş için uygun kritik dönemlerinin değerlendirilmemiş olması ile ilgilidir.
Örneğin, on beşli yaşlardan sonra bisiklete binme, yüzme ve birçok motor davranışı beceriye dönüştürmek daha zordur. Okulöncesinden başlayan ve ilköğretim döneminin sonlarında biten süreç motor davranışları beceriye dönüştürmenin doruk noktalarıdır. Başka bir ifadeyle bu süreçlerdeki çocuklar hareket gelişim dönemlerinin gereklerini yerine getirdiklerinde motor davranışları en üst düzeyde beceri formunda yapabilirler. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.